Bitakım Olaylar

Thursday, February 09, 2006

İstanbul - Topal Mehmet - Dubai - Connection

E merhaba...Arkadaş ekibimle yıllardır birçok saçmasapan komik, üzücü, tripçi, geyik, enteresan, gereksiz, çoğunlukla booomboşşş ve hatta bazen Burak'ın tabiriyle kozmik (rüyamda sühayı anlamsız bir şekilde chevrolet kamyonla gezerken gördüm bi dahaki gün herifi aradım herif tıkandı...harbiden amcasının chevrolet kamyonetiyle gezmiş..) olaylar yaşıyorum ve bu olayları takiben sürekli olarak hiçbir sonuca bağlanmayan "abi bunları bi kaleme almak lazım" geyiği yapıyorum...Bugünden itibaren bu gidişata "blog" teknolojisiyle bir son vermeye karar verdim. Hayırlısıyla geçen haftasonu yaşadığımız olayları kaleme alarak blog uma başlıyorum....İnşaat malzemeleri satan şirketimde benim sorumlusu olduğum bir ürünle ilgili önemli bir projenin bağlanması için geçen pazar Dubai'ye gitmem gerekiyordu. dostların çoğu da istanbulda olduğu için bunu fırsat bilip uçuşun istanbul - ankara ayağını hemen hoop diye cuma'ya aldım tabiki....orda 2 gün takılıp pazar global bi işadamı olarak dubai'ye uçacaktım. Organizasyonumuz yapıldı uçağımızı indirdik İstanbul'a...cuma mojosu ve heycanıyla pehlinin evine gidildi.....evinin yerini yine tam bulamadım adamı aradım...kapının önüne çıktı saolsun...eşşek kadar taksi durdu evinin önünde...pehli kapıda....yavaş yavaş iniyorum...sokak boş...pehli kapıda....beyni ne durumdaysa görmüyo hala beni...iniyorum kapılar kapanıyo...pehli hala görmüyo...bavullarımla sürünüyorum...taksi ücretini ödüyorum..pehli hala görmüyo...telefona sarılıyo...yuh diyorum...ihihih gülüyo ve pehliye giriyoruz...sevgi kucaklaşmalarımızdan sonra keyif biralarımızı içiyoruz...süha'yı da bayadır görmemiştim hasret gideriyoruz...kadim dostumuz burak'da katılıyor geceye...bir de ikinci halka dostlar var onlarla hoş sohbetler...sonra dışarı çıkıyoruz....dejenere bir istanbul eğlencesine gidiyoruz....mısır apartmanı denen binaya....çok güzel bohem bir istanbul evi...kalabalık...saçma saçlarıyla teoman bile orda....barda içmeye devam ediyoruz (ilk geceyi bi fazla uzattım)....hans ankaralılar olarak barda para ödemeye çalışıyoruz ama herşey bedavaymış...içimizden "abovvv" diye geçirip bolca içiyoruz....sonra burak'la bir roxy'e uğrayış emoti'yi ziyaret ve geceyi temiz bitiriş...cumartesiye megusta'da uzun keyifli bir yemekle başlıyoruz güne burak'la (tabiki "göz hakkı" konseptinin gözünü çıkaran can pehli bizle buluşmadan önce yemeğimizin tamamını bitirmeye çalışarak ve halimize gülerek...hahahah...bide bu lafa bozulur küser hatta..."oğlum varya çok ayıp ediyosunuz" falan der)...sonra can pehli ve balaban katılıyor bize...keyifli sohbetler...belaltısı bol yan masaları rahatsız edecek düzeyde....can yılmaz (nam'ı diğer balaban, saray çocuğu, canoş, ve artık etiler can) etiler'deki yeni evinde bizi ağırlamak için sabırsızlanmakta....megusta'dan çıkıp pehlide bir iki bira içip benim bavullarımı alıp ordan yalvar yakar taksilerle pazarlık ederek yola koyuluyoruz (5 herifiz çünkü ve bavullarımız var...istanbul'un tatsız taksileri çok sinir oluyorum!!! almıyo ibneler)...taksici abimizle şen şakrak muhabbetlerle devam ediyor yolculuk...allahtan babacan biri çıktı....geyikler sırasında arabanın altını bir yere vurursa topal ismet'in kızacağından bahsediyor...o kim diyoruz..."ooo ortaköy'de herkes tanır...topal ismet....sol ayağı sağ ayağından 4cm kısa...ticari taksi kullanma yetkisi olmamalı ama adam almış yetkiyi....ama sonunda bir polis çevirmiş buna bi bakmış bir ayağı kısa...almış ehliyeti....arabada bunundu....artık bana kullandırtıyo" gibi bir hikaye anlatıyor bize....vay anasını falan diye yalan efektlerle geliyoruz etiler levazım sitesine...."haydi gençler iyi eğlenceler...aman bavulu unutmayın" diyerekten ayrılıyoruz taksici abiden bir "şok market" önünde....halaylarla uğurluyoruz kendisini...o sırada sarışın hoş bir bayan biniyor indiğimiz taksiden...."ouvvv abi bak uğurlu geldik sana" diye burak naralar atıyor ve el sallayarak vedalaşıyoruz abimizle....şok markete girdikten 10dk. sonra bu beyinsiz ekipten burak..."aha bavul nerde lan?" diyor....herkesten şok ve mal bi gülüş sesi çıkıyor...benim yüzüm morarıyor...panik basıyor..."hasstrrr boku yedim dubai'ye gidicem ulan ben iş bağlayacam...aha takım elbiseyide yeni almıştım 6 taksitle...daniel hecter abiii" diye titrek sesimle bağırmaya başlıyorum....5 herif nasıl unutur bavulu bir takside...fıkra gibi...adamcağız "gençler bavulu unutmayın" demesine rağmen...."ooo tamam abi sen merak etme" diye halay çekerekten...offff....neyse panik alıyor başını yürüyor....şöförler odasına bitakım anonslar.....plaka yok birşey yok...güzergah söylüyoruz...saat söylüyoruz....başka elde hiçbir ipucu yok....bir umutla taksiden indiğimiz yerde taksi geri döner diye beklemeye başlıyoruz elimizde biralarımızla...hatta bir ara backstreet boys modunda birbirmize bakıp "show me the meaaaning of loveee" şarkıları söyleyerek illet illet....dostlar saolsun tabiki avutuyolar beni...kesin buluruz diyolar...ama benim mojom sıfırlanmış vaziyette....neyse balabanın evine gidiyoruz....takım elbiseler deneniyor ....hafif sakinleşiyorum....içmeye devam.....balabanın evi harika....90cm'lik barı gerçek bir klasik köşe modunda....ikea'lı mobilyalarıyla gayet minimal....neyse pehlilerin birtakım kızarkadaşları geliyor...müzik dinliyip içiyoruz....arada saçmasapan şöförler odasını arıyıp zorluyorum...."abi topal ismet varmış bi ayağı 4cm kısa...anonsu öyle yaptırtsana" diye bitakım saçmasapan çabalarım oluyor...zaten şöförler odasındaki herifi sürekli uykudan uyandırdığım için delirmiş adam..."arkadaşım manyakmısın...başlatma topal ismetine" gibi bitakım geribildirimler alıyorum....sonra dönüp bir bakıyorumki balaban efsaneleşicek barında tek başına kalmış...sığır pehli zaten gidip uykuya bayılmış....balaban içmek için zorluyor kendini...burakla ve sühayla gözgöze gelip krizlere giriyoruz....elinde birasıyla tam bir rocker...devrildi devrilecek sandalyeden...kopmuş dünyadan...korkunç bir görüntü....yerlerde yuvarlanıyoruz....neyse neşem geliyor yerine biraz....o günü de böyle bitiriyoruz...öyle sanarken sabaha karşı beşte roxy yeahhh emrah barmenimiz işten çıkmış can yılmazın evine gelmek için benden tarif istiyor...uyku sersemi tarif ediyorum...bu eve zaten daha önceden gelmiş emraha ankaralı biri olarak tarif ediyorum...emrah kişisel özelliklerinden dolayı çenesindeki sakalı kaşıyarak tabiki başka sitelere gidiyor bulamıyor evi...5 kere arıyor zehir ediyor uykumu....sonunda geliyor....biraz uykuya devam edip sabah uyanıp ipucu peşinde yola koyuluyoruz....ipucları "taksi sahibi topal mehmet....bir ayağı 4cm kısa.....ortaköy'de herkes tanır onu"....etilerden çıkarma yapıyoruz gerilallar gibi....bu güzel fotoyuda orda çektik (sağ alt)......soruşturma başlıyor etilerde....ilk taksi durağına soruyoruz negatif cevap....diğerine soruyoruz aynen negatif....ordan bi taksici abi bizi kıraathanelere yönlendiriyor....bu arada ortaköy'de gezerken insanların kaldırım taşı kesen işçinin etrafında toplanıp ses çıkarmadan adamı izlemesi dikkatimizi çekiyor....biz de izliyoruz bişey olucakmı diye...olmuyor....soruşturma devam ediyor....."abiler kusura bakmayın rahatsız ediyoruz ama...." gibi racon ve babacan kahvehane girişleri yapıyoruz....biraz umut çıkıyor..."hmm galiba biliyorum o adamı" falan şeklinde....sonra burak kayboluyor ortalıktan....soruşturmayı tek başına yürütmeye devam ediyor.....cengiz diye bir taksi şöförü geliyor yanımıza..."hmm topal ismet diil topal mehmettir o adamın adı...gündüzleri ben sürerim o arabayı" diyor ve coşuyorum...burağı arıyorum gelsin yanımıza artık bulduk bavulu demek için....telefona çıkıyor ve "abi şu anda topal mehmet'in evinde annesinin çayını içiyorum" diyerek şoke ediyor bizi....neyse bir şekilde hallediyoruz.....herkes acıkmış.....ortaköyde enteresan bir dürümcüde manyak bir kebap yiyoruz....zaman sıkıntısından dolayı bavulu o gün alamıyorum fakat dostların yardımıyla tolama bir bavul yapıyoruz bana...donlar buraktan...takım elbise balabandan....o şekilde dubai'ye uçuyorum....subai kısmı a yarın olsun....yoruldum yazmaktan zor işmiş...belim ağrıdı

0 Comments:

Post a Comment

<< Home