Bitakım Olaylar

Monday, March 27, 2006

Kısa Saçmalıklar No:7

Neyse ayıp olmasın dayanamadım yaziyim bişeler. Yanda TV açık hıncal uluç ve haşmet "fundemental futbol bu işte.... meşin yuvarlağın ruhu..." falan diye basit futbol olayına felsefik yaklaşıyolar yan gözle onların saçmalıklarına bakarken kısa saçmalık yaziyim bari biraz.

- Askerde kulak kabartarak bi kere bi muhabbet dinlemiştik...bi er kızarkadaşına hediye alıcakmış..parfüm muhabbeti dönüyodu...şey dedi herif..."oo abi bu aralar popüler bi koku varmış..şey diye...Semiha Yankı..."...hmmm falan diye dinliyodu diğerleri...koku şeymiş aslında...ise miyake....semiha yankı oluvermiş van ercişte...hahaha

- Malzemem as kaldı bari klasiklerden bitanesini anlatiyim....ben kuzen olmayan yiit ve can pehli istanbulda biyerde içtik...tekila şişeleri bitti...taksimde sohoya gidicez....yola koyulmuşuz....sonra film koptu bende....sabah pehli anlattı olayları....çünkü uyandığımda yastığım sapsarıydı iğrenç bi şekilde...noolduğunu anlayamadım....neyse taksimde yürüyomuşuz...ben bi anda kaybolmuşum....sonra buluşmuşuz tam sohonun girişinde...3 sap....bodyguard bizim body lerimizi guard'lamaya başlamış tabi hemen..."damsız almıyoruz" falan diye...ben zıpır bi şekilde..."hmmm öylemi???...peki şu halimle alırmısın beni içeri?" falan diyip gözüme taksimde satılan garip burun gözlük bıyık şeklindeki maskeyi takmışım....bodyguard tabi bi afallamış standart bi muamelede bulunamamış soruma..."hmm yok olmaz canım" falan diyip geçiştirmeye çalışmış....sonra ben iyice coşup "hmm demek öyle...peki ya şu şekilde alırmısın" diyip maskenin burnundaki mekanizmayı kurmuşum....kurunca bıyıklar yukarı aşağı oynamaya başlamış......hahaha...bodyguard iyice bi ambale olmuş...arkada kuyruk oluşmuş falan insanlar bakıp gülmeye başlamış....bodyguard ında sempatisini kazanmışım...ama yeterli olmamış....bodyguard "ulan sarışın olsaydım alırdım be seni içeri..." demiş...."öylemi...hmm peki o zaman" diyip ortadan kaybolmuşum...pehliyle yiit bekliyo girişte....sonra bi anda saçlarım sapsarı çıkmışım herifin karşısına...elimde burgerking hardal paketleri....bi koşu burger king e gidip hardal alıp kafama sıkmışım....hala üzerimde maske bıyıklarını falanda hardallamışım....inanılmaz bi özveri....herif naapıcağını şaşırmış...girmişiz içeri ben o şekildeyken....5 dk. sonrada çıkmışız..."burası açmadı bizi yaaa" diyerek hardal kokan suratımla...

- bu saçı bulamaç haline getirme olayı bi kere daha yaşandı...ankara manhattan girişi....karşıdaki "bizden nefret eden ama katlanmak zorunda olan" tekel bayiinde....orda bir iki bira içip içeri girilicek...ben dükkan sahibini gazlıyorum...bide apartmandan akşamcı bi herif kapı önünde onla muhabbet ediyoruz....ben herifin göbeğini çok sevdim sürekli akşamcının göbeğini mıncıklıyorum falan herif utandı....kakara kikiri muhabbet....ben kafayı bayiye taktım ona bira ısmarlıycam..."yok istemem" diyo sürekli...deli gibi ısrar ediyorum....herif deli gibi direniyo....orda bi knor çorba gördüm...."abi bi biramı içmezsen bu çorbayı kafamdan aşağıya dökerim" dedim herife...direndi....pofff döktüm knor çabuk çorbayı kafama....saçım bembeyaz oldu...tam dağıldık....ordan manhattana giriş safhasına geldi...buranın adamları artık tanıyo bizi biliyo halimizi...beni bi gördüler şaşırdılar falan..."merhaba ben eminem" dedim...hahahaha....aldılar içeri....bi ara çişe gittiğimi hatırlıyorum...pisuarda yanda bi adamla işiyoduk....adama sormuştum "çorba istermisin?" diye..."nee??" falan şaşırmıştı herif...."al sana alll sana çorbaaa!!!" diye kafamı sallıyodum herife...adam panik olup kaçmıştı....offf ne günlerdi be

- petrol sitesinde arınların evinde takılırken bazen ibrahim erkal'dan "gavurun kızı" şarkısı çalıp göbek atardık "hoppana hoppana" diye...inanılmaz coşardık...hala severiz o iğrenç şarkıyı

- can pehli...vazo diye anlattığım insan (insan gibi bişe...insana yakın...kilden insan)...yine vazolaşmış roxy'de....hesap ödenicek....emrah ödemesi için bekliyo bunu...bu vazo mal gibi etrafa bakıyo..."can abi hesabı ödüyodunuz noldu?" gibi bişe demiş emrah....can'da "ouvvv çok pardon abi...şurdan çekermisin benim borcu" diye cep telefonunun sim kartını çıkarıp vermiş emraha....hahahaha....emrah fenalık geçiriyo tabi....vazoyla uğraşmak zor...."off can bu ne lan versene para veya kartını adam gibi öde" falan demiş....vazo sanki hatasını anlamış affettiricek kendini..."off aman abi çok pardon ya napıyorum ben...al abi al..." diye bu sefer evinin anahtarını uzatmış....hahahahah....ne biçim bi herif ya

- selim anlatmıştı....rambo 3'e sinemada gitmiş küçükken....sylvester ekrana çıktığında yanında oturan heriflerden biri ayağa kalkıp sinemanın ortasında fotografını çekmiş sylvester'ın....bu nası bi rambo aşkı??

neyse 1 3-5 gün götürür bu malzeme..hadi buyrunuz

İhmal

Fazla bi ihmal ettim blogu....PS2'de süper bi oyun buldum ona sardım o yüzden. Hiçbişe yapmadan oynuyorum şuursuzca. Az kaldı oyun bitmek üzere. Bitince hemen devam edicem. Yarına biter.

Monday, March 20, 2006

Pasif Almanya Ziyareti

Almanya'ya gidip geldim 2 günlüğüne iş gezisine geçen hafta. Bloguda ihmal ettik. Foto makinası da almadım malesef. Fotolu anılarım yok. Zaten öyle enteresan bişelerde yaşamadım aslında. Sabahın 5'inde yollara düştüm perşembe günü. Esenboğa (bu nası bi isim bu arada?) denen saçma havaalanında bekledik biraz. Bu havaalanlarındaki cafe'lerin olayı nedir? "Hmmm bunlar uçak bileti alabilen insanlar...öyle bi fiyattan satalmki burdaki malları bi daha uçamasınlar....bitsin paraları kanlarını emelim" fiyatlandırma stratejisi nedir yani? İnanılmaz sinir oluyorum...Bi kola istedim...."....iktir lan ordan!!!" der gibi fiyatını söyledi kasadaki herif...5 milyon 5!!!...küçük plastik bardakta...off çok sinir oluyorum...neyse...uyuklayarak ankara - istanbul yapıldı....bi ara uçakta bi hostes beni sandviçle dürtüyodu uyanıp yemem için....ceset dürtüyo gibi korkarak....istanbuldan aktarmamı yaptım....atatürk havalimanındaki aktarmalar dekatlon gibi zaten...uçaktan iniyosun koşmaya başlıyosun....herkes birbirine bakıyo panik halde....koşuyosun biyerden biyere....yok asansörler falan....duvarlara yapıştırılmış "dış hatlar şurda...aha burda....topla gel abi dış hatlar için" tabelalarını takip ediyosun....kanter içinde ulaşıyosun...orda güvenlik kontrolu..."beyefendi lütfen cüzdan...bozuk para...kemer...mont....anahtarlık...ayakkabı....organlarınızı ve ruhunuzu çıkarıp geçermisiniz tekrar?" şeklindeki abartı kontrolden geçilip ordan pasaport kontrolüne kan revan içinde ulaşıyosun....orayıda atlatıp..."hmm ulan bi duty free çaksak içkiler çok ucuzmuş" diyene kadar zaten anons ediliyo uçağınız...."neyse dönüşte" diyerek gate ine koşuyosun....orda bi güvenlik kontrolü daha....orana burana sokuyolar "garret" markalı arama aleti....off sonunda uçak....tıklım tıkış yürüyosun uçağın içine...uçağa önden bindiysen ilk sıralarda "cream de la cream" business class cılara hafiften gıpta duyup hafiften sinir olarak ekonomi class koltuklara dogru ilerliyosun....bitakim şuursuz ve hanzo insanlar buzağı boyundaki bagaja vermedikleri çantalarını tüm koridoru kapatarak kompartmanlara ittirmeye çalışıyor deliriyosun...off düşününce harbi iğrenç bi sinir harbi ya uçak seyahati....bide yanına oturduğun insan sararsa muhabbete senin kolunu sürekli dürterek (ki bana dönüşte oldu) olayın bitik....ayh neyse vardık almanyaya...ilk öğleden sonra toplantı...akşam bi yemek çakıldı teknik müdürle...."thank you for everything I wanna see my family now" diye göt gibi ortada bırakıp gitti beni müdür...allahtan genç bi çocuk vardı elektriğimiz tutmuştu onla onu aradaım çok gaza geldi...direk alemci gaz türk gibi bi alman...."ooo cem olayını bitiricem bugün bizde bu gece çıkıcaktık...hemen alıyorum seni" falan diye saolsun gecemi kurtardı....minik bir alman barına gittik önce....ön alem yeri....şişman alman mama bir kadın biraları dağıtıyor falan çok tatlı biyerdi..."you are like a sunshineeee" falan diye baharat likörlerimi içtikten sonra serenatlara başladım kadına..."hohoho" diye gülüyodu o da....benim adamın bi sürü arkadaşı geldi...harbide üstün ırk adamlar...hepsi ayı gibi uzun boylu falan yapılı adamlar...ben 1.80 im minik kaldım....hepsinin saçlar jöleli jilet gibi ..bide fatih terim modeli kaşkol bağlama olayı moda orda....bi garip hissettim kendimi orda kara kuru...gianni versace armani heidi klum arasında arif susam falan gibiydim hahaha....neyse ordan çıkıldı bi taksiye binilip mendoza diye bi bara gidildi parti varmış...aynı benim gibi herifler taksicilerle muhabete sarıyodu falan çok komiğime gitti....hatta bi sokak köşesinde bara girmeden benim kankiyle çiş kılıcı bile yaptık..."ben tipik almanlar gibi diilim sevmem öyle disiplin ve robotluk muhabbetini" falan diyodu herif harbi haklıymış...içeri girdik bi kalabalık yine herkes 1.90....bide yanlış bişe oldu böyle sürekli bana herkes "biz burda çok eğleniyoruz çok megayız çok süperiz buraların kralıyız" imajı çizmeye çalışıyodu....ortamda bi boştu hafif...herkes yanıma gelip "yaa abi bu gördüğüm en kötü parti bu sene...buralar böyle diil aslında çok süper" falan diye açıklamalar yapıyolardı...naapcaksam ben anasını satiyim banane....neyse köşeme geçip biraz bişeler içip otele döndüm....ikinci günde yine bir iki toplantı...sonra havaalanı...kabus burda başladı....."yaw kardeş şu bavulu senin gibi göstersek" falan muhabbeti yaşadım tipik....napiyim kabul ettim...kulum kölem oldu adam saçmasapan...uçak içinde bi gözgöze gelsek kadeh kaldırıyo falan hehe....neyse bagajları verdik beklemeye geçtim....bu sefer içki çaktım duty free den "klepitsch" diye %42'lik bi baharat likörü (cumartesi gecesi içirtip kusturdum yalını hatta haha). bekleme yerine geçtim....mp3 player'ın şarjı bitmiş bi priz buldum şarj ediyorum...yolcular birikti....müzikte dinleyemiyorum boş boş etrafa bakıyorum...."eyvah sıçtık" dedim...milletle ufak göz temasları başladı....hiçbişe söylemiyorum...ama herkes benle konuşmaya başladı...offf ne hikayeler...yok almanlar şöyle...yok geçtik onları...yok fabrikalar çok gelişti...yok ekmek paylaşmaz almanlar onlardan çok daha iyiyiz falan filan....evet evet falan diye kafa sallıyorum...bitti işkence uçağa gidiyorum derken tabiki benle en fazla muhabbet eden iki kişiyle yanyanayız...arada ben...offf.....uçakta yemekler geldi....bide kamamber peyniri koymuşlar...gurbetçilerden biri bi gördü bunu...adam peynir işini biliyomuş...offf bi muhabbete başladı....adını şey koydum zaten adamın "kamamber muammer"...diğer yanımdakinide şey.."çedar dündar"....çapraz ateşteyim...yok bunun sütü şurdan gelir...şu makine şöyle yapar...kilosu şu kadardır....ikisi bi sardı...mahvoldum...arada önde biri bu muhabbetleri duyuyo arkasını dönüp muhabbete karışıyo...ona da şey diyelim "raklet necdet"....olayım bitti olayım...banane peynirlerden ya....ayhhhh...eve gelip bayıldım sonra

Sunday, March 12, 2006

Bir İstanbul Macerası - Roy Ayers Baba Coşkusu

Kısa saçmalıklar furyasına bir ara veriyorum. Çünkü haftaiçinde İstanbul'a gittim bitakım bayi ziyareti işleri için. Bu süreç içerisinde gayet enteresan olaylar yaşadım. Haftasonu zaten hastası olduğumuz Roy Ayers'ın konseri vardı. Allahtan işim uzadı ve cuma günü konsere gidebildik. Neyse arabayla salı sabahtan yola çıktım. Öğlene doğru İstanbul'a vardım. 4 sene üniversite zamanı İstanbul'da yaşadım ama hayatımda ilk defa İstanbul'da araba kullanıyodum. Korkunç bi tecrübe. Sıfır yol bilgisi...navigasyonum zaten eksilerde...bayilerimizin lokasyonları zaten iyice abes....İstanbullular bile zor buluyo....kanter içinde bi yer için 8 kişiden tarif alıp...yinede o yeri bulamayıp...sonra bi 3 kişiye daha sorup...sürekli bizim Türklere has "ordan zaten tarif ederler sana" cevaplarıyla karşılaşıp (bu laf sadece türklere has....yol tarifini bi hamlede bitiremiyoruz...adamı bi yere yolluyoruz...ordan başkasına tarif ettirtiyoruz....hiç duydunuzmu ingilizcede "ordan zaten tarif ederler sana....kime sorsan gösterir ordan" falan gibi lafları....şey gibi mesela..."anyone will definitely describe the way to you from there....ask anyone over there and they'll show it to you"....yok böyle bişe...hahahah) krizlere girerek işlerimi hallettim....tam trafik saatinde köprüden karşıya geçip sonunda can yılmazın (nam_ı diğer balaban)'ın evine ulaştım....hiçbi zaman zımba gibi yakalarımın arasında net durduramadığım aşağı yavşakça sarkan kravatımı sonunda gevşettim üstümü başımı değiştirdim ve rahatladım sonunda....balabanla hafif bi muhabbet...sonra yiit geldi (kuzen diil bu kuzen dubai'de)...balaban'la yiitin yeni bi konsepti var...arnavutköy'de alkolsüz medeni balık muhabbeti.....yiit götürdü bizi yemeğe...baya sağlamdı...doyurduk karnımızı levrekle kalamarla...can yılmaz'ın her zamanki soğan zaafı yine kriz yarattı....soğan ısmarlamaya çalışıp duruyo...garsonlar bile vermemek için direndi...sonunda geldi...eşşek kadar kuru soğanı dörde bölmüşler....elma gibi yedi adam soğanı....korkunç bi görüntüydü (bi kere ankara'da mangalı temizlemek için kullanılan soğanı da yemişti...hayattaki en büyük zevki soğan herifin)....neyse ilk geceyi nezih geçirdik bu şekilde....ikinci gün full arabayla bayi ziyareti...kağıthane kavacık zeytinburnu diye lojistik buhranlar geçirdim....neyse akşamı getirdik yine....gece bize emrah ve serhatta katıldı...maçı seyrettik sonra ps2 eyetoy alemleri yapıldı...bu alet ps2 ile kullanılan bi kamera...oyunu var kareteli danslı falan....kamera seni çekiyo sende ekranda oyun oynuyosun....oynarken full maymuna dönüyosun tabi....filmleri var kameramda ama bloga koyamıyoruz malesef...serhat baya bi şov yaptı....bi oyun var kadın dans hareketleri yapıyo o ne yaparsa sen onu yapmaya çalışıyosun...oyun daha başlamadan serhat dans etmeye başlıyıp coşuyodu....herifin götünü kıvırması için oyuna ihtiyacı yoktu yani....baya bi kopuldu...o gecede öyle bitti.....3. gün yine hayvan gibi istanbulu turladım ziyaret yaptım bayi çayı içtim sürekli....avcumun içi gibi biliyorum istanbulu...istanbul yedi pepe oldu artık artık eski lakabım gibi....istanbulu bana sorsanız gösteririm hemen....neyse 3. gecede üzerimize çöken yorgunlukla evde bezildi....balaban'dan bir poz koyuyorum halimizi anlamanız için....cuma günü geldi sonunda....üzerimde bi stress vardı acaba müdürüm "gel lan ankaraya artık" diycek ve konseri kaçırıcammı diye....2 müşteriden randevu almıştım...müdürümü yokladım "ee şey randevulardan sonra geri mi döniyim yoksa kaliyim c.tesi sabahımı döniyim ehe ehe?" diye..."aaa dön canım hemen" diye bi cevap geldi..."aha sıçtık üfff" diye daraldım ...sonra müdürmün beni otelde kaldığımı zanettiğini düşünerek bi kere daha zorladım..."ee şey siz beni otelde kalıyo zannediyosunuz galiba...ben şirketimi düşünürüm canım arkadaşımda kalıyorum eki eki...kalıyimmi o zaman?" falan diye yalakalanmalar sonunda izni kopardım....ziyaretler tamamlandı...can yılmazın ofisini ziyaret ettim sonra....muğlada galası yapılıcak bi film üzerinde çalışıyorlar...orda sözü geçen bi danışman getirtmişler can'la organizasyon konularında beraber çalışıyolardı..."artemel" diye bi adam...muğla'da sigarasını hiçbi zaman kendisi yakmazmış hep biri gelip yakarmış falan...babacan bi adamdı ama epik palavralar atıyodu...yok bi kere 7 tonluk bi köpekbalığı yakalamış marmaris yakınlarında....8 metrelik dalgalarla savaşmış bi koyda falan..."off abi...yapma yaa...vay anasını" falan diye dinledik herifi mal mal....sonra mesai bitti gittik eve....hazırlanılıp burak'ın evine gidildi...burak büyük fan çok heycanlıydı...orda süha burak'ın bi kızarkadaşı can pehli müge falan katıldı bize...altyapıyı 70'lerin blaxploitation müzikleri ve malt ankara viskisi içerek oluşturduk....evden çıkmadan önce gecenin rengi hafif değişti...can yılmaz leş sarhoşluğa bağlamaya başladı...ağız kaymaları...saçmasapan demeçler falan....ayvayı yedik dedim...bi ara bi sessizlik oldu can şöyle bi beyanatta bulundu ezik bi şekilde..."yaa benim bugüne kadar hiçbi zaman gece dışarı çıkıldığında dikkatleri üzerime çeken flashy bi gece kıyafetim olmadı" ....yok hep solgun renkler sıradan kazaklar giyermiş....hahahahahah....herkes koptu tabi bi anda ne diyo bu herif diye....neyse dışarı çıktık gittik babylona ....heycan dorukta.....çıktı roy ayers baba....süper coşturdu bizi....funk funk diye göt kıvırmaktan kalçalarımız kas yaptı....adamda süper mütevazi efendi cool bi sanatçı....inanılmaz güzel çaldı çok keyifliydi....can yılmaz'ın film iyice koptu orda....ayakta tutmak için 3 kişi full mesai çalıştı...pehlinin bakışlarındaki panik ve dehşeti görüyosunuz..."aman abi naapcaz bu herifle" diye düşünüp durduk...sürekli bi sevgi sarılmaları falan....aaa esas mega bi olay oldu...bi kısa saçmalılkar muhabbetinde yazmıştım....bilkentten mega bi kızla göz teması yakalayıp bi masaya çarpıp yere düşmüştüm o sırada falan diye....bi ara tuvalete gittim kafam fena...geri dönerken bi baktım bu efsane kız vestiyerde...."hööö sen bilkentteydin dimi merhöbaa" falan bişeler dedim...standart sevecen "aa evet sen nasılsın?" falan dedi...ilgi gösterme olayında ama aslında umrunda diil...nezaketten sevimli kız ilgisi...bilmiyodur bile kimim falan....bende mamaladım bişeler ...."hmm ok görüşürüz" diye yalan bi vedalaşma yapıldı....bloga yazıp sonra karşılaşmak enteresan oldu açıkçası....neyse gece bitti....roy ayers'la efsane bir iki foto bile çektirdik...


sonra babylon'dan dışarı çıktık...can yılmaz tabiki vestiyer fişini kaybetmiş montunu alamıyodu "ben mağdurum abiii" diye zırvalamaları arasında hallettim olayı...dışarıda beklerken bi anda bi flaşlar patladı falan kameralar çatır çutur çalışıyo...meğer babylonda böyle ünlü çaça bi kadın topluluğu varmış sosyetik..."ebru sükse" mi ne öyle biri...kimse bilmiyorum....bizim burak sever bu tip taşak muhabbetleri....paparazzileri gazlamaya başladı bağırarak "çek abi iyi çek...hepsini çekin bunların...zoom yapın zoom" falan diye...paparazzilerde bi şaşırdı güldü falan....sonra bu sosyete ekip kaçmaya başladı....bizde gaza geldik...paparazzilerle birlikte 8 kişi kızları kovalıyoruz...HAHAHAHAH.....burak bi sloganlar bağırıyo falan..."çekicezzz fotolarııı...çekicezz fotolarııı" falan diye....inanılmaz koptuk....kızlardan biri sinirlendi falan amerikan aksanıyla burak'a "ayy senin varyuaaa ağğzınaaa sıççharımmm been" falan diye...hahahah....neyse bu geyik bitti roxy'e yürümeye başladık....yol sırasında baya saçma fotolar çektik bitakım dükkanların önünde berduşların yanında....roxy'e girdik bizim emrah'a yamandık biraz beleş içki versin diye...gördü bizi saolsun kerata.......ordanda bünyeler iyice yorulduktan sonra burak'la emine ana tantunicisinde grand finale yapıldı...herifin halindan durumu anlıyosunuz...aç ve yorgun.....harbiden enteresan bi haftasonu oldu...roy ayers inanılmazdı haftasonunun olayı oydu...bide can yılmazın sarhoş hamallıkları...bi dahaki günde ankaraya döndüm....bi iyiydi be bu haftasonu.....

Monday, March 06, 2006

Kısa Saçmalıklar No:6

Yarın İstanbul'a gidiyorum balabanda kalmaya. Foto makinemide yanıma alıyorum. Kesin blogluk malzeme çıkar. O zamana kadar kısa saçmalıklara devam..

- Bilkentte master zamanı işletmede okuyan Nazlı diye bi kız vardı. Kızıl saç renkli gözler falan...tayfa olarak hasta oluyoduk kendisine....uzaktan uzaktan ezik ezik izliyip yorumlar yapılıyodu sürekli....2 sene boyunca hiçbi icraat yok sadece uzaktan kıza bakıp geyik..."abi bugün asabi gözüküyo...kesin regl....","hmm sınavı iyi geçmiş heralde...bak yüzü gülüyo" "aa bak yanmış yüzündeki çiller belirmiş ne şirin olmuş" falan filan....çok ezik yani....sürekli bi göz teması yakalamaya çalışma...yok park yerinde arabasının yanına park etme çabaları......bu da sanki bi farkına gibi ona hasta oldugumuzun....genelde öyle olur mega kızlar...heryere aynı anda bakarlar ama hiçbi zaman göz teması kuramazsınız...bi şekilde kotarırlar....
Gecelerden bir gece studio 7 da içiliyo ...aha bi baktım bu dj lik yapıyomuş orda o gece....dj lik dediğimde cd değiştiriyo arada....."ouvvv noluyo...aman diyim" falan diye panikler yaptım...."hey gidi cem sungar bu gece senin gecen" falan diye salak sarhoş motivasyonları yapıldı...biyerden biyere gidiyodum bar içinde....derin nefes alış verişleri....kıza baktım...şaşırtıcı bi şekilde göz teması oldu bi anda...amanın bi baktım hafiften bi tebessüm falan oluştu kızın suratında...hemen bi dikildim falan gözlerimi kıstım (göz kısma trick'ini emrahtan öğrenmişimdir....hiçbi boka yaramıyo)...ağır çekim yürüyorum falan...bunlar 1-2 sn. içinde yaşanıyo ama bana yıllardır sürüyo gibi geliyo...bende bi tebessüm yarattım suratımda...kaş falan kaldırıcam havalı bi mimik yaratmak için....derken şöyle bel hizama gelen bi bistroya girdim haşırt diye....ellerim cepte falan yere düştüm...yay gibi sektim masadan falan.....sonra yer yapıştım.... ellerim cepte yeni yakalanmış bi balık gibi"flip flip" hopluyodum yerde...bütün olayım bitti tabi...bilkentten kaydımı aldırsam yeri olurdu...kız kahkahalarla kopuyo falan...offf korkunçtu...

- pehli'nin bi özelliğinden bahsetmek istiyorum.....çekirdek tayfa çok iyi bilir bu özelliğini....geceleri saat 12- 1 den sonra bir vazoya dönüşür pehli......patrick swayze'nin su yerine alkol kullanarak kilden yaptığı bir vazo düşünün...pehli o işte...müzelerde bulunan antik değeri olan çok değerli bi vazo....uzaktan bakınca son derece asil ve havalı durur....ama yanına gidip azıcık bi ittirirseniz hemen yere kapaklanır ve kırılır....aynen böyle....gece biyerde tanımadık biri uzaktan görse bunu "vay be gayet aklı başında bi genç..havalı havalı duruyo köşesinde...keyfi yerinde eğleniyo arkadaşlarıyla" diye düşünür....halbuki bi yanına gidip bi konuşmaya çalışsanız pehli'yle olayın ne kadar trajik olduğunu anlarsınız....ya konuşamıycak kıvamdadır kısık kısık geniz sesi çıkartır ya da standart sarhoş cümlesi "keyfine bak abi keyfine bak" der size....bunun deneylerini en az 10 kez yaptım....herifin yanına gidiyorum vazo halinde olduğunu bildiğim için....bilerek şöyle diyorum..."abi ben intihar etmeye karar verdim...bu gece son görüşmemiz..elveda" diyorum....tabiki pehlinin tepkisi "keyfine bak abi keyfine bak" oluyor...mutlu mutluda bi güler hatta sonra....birgün sizde deneyin...gece 2 de falan biyerde görürseniz hafifçe ittirin adamı...direk yere kapaklanır...olayı yok...

- emrah balıklama atlamayı bilmez...kızlı erkekli ortamlarda iskelede sizi bi köşeye çeker..."abi ben köşeye gidiyim...çaktırmadan sen it beni denize...sonrada kıziyim sana..."...herif 26 yaşında...hala bilmiyo....sürekli iteriz emrahı denize....bide tatsız gay bi çivilemesi vardır....balıklama atlamanın ne kadar önemli olduğunu bize anlatır o çivilemesi emrah'ın...hahahahah

- dile kolay lafını "dilek olay" diye bilirdim ben....o kadar büyük bi olayki "dilemesi bile ayrı bi olay" şeklinde....diliyosun olay oluyo....az salak diilim bende

- yılların james bond'u roger moore bi sene tgrt'nin yeni yayın döneminin başlama programında sunucu olmuştu....ingiliz kraliyet ajanı tgrt de spiker oluyo....yuh demiştim ne alaka

- askerdeyken bi kere komutanlar tugay komutanının dogum gününü kutlamayı unutmuştu..."eyvah sıçtık naapcaz" falan diye panik olundu ve "tugay komutanı dogumgünü telafisi toplantısı" yapıldı....askerliğide van ercişte yaptım -10 derece falan sürekli...neyse toplantı sonunda saçmasapan bi organizasyon yapıldı....bir kurban çavuş seçildi....yasin diye bi arkadaş...herifin eline verilmek üzere üzerinde "konutanım geçmiş doğumgününüz kutlu olsun" yazılı bi pankart hazırlandı....ve yasin tugayın giriş kapısına yollandı....giriş kapısındaki kameraya bu pankartı tutması söylendi....haha gariban herif 2 saat o soğukta pankartı tuttu kameraya....sonra herifler toplantı esnasında tugay komutanının ilgisini kamera görüntüsüne çekmişler..."komutanım bakın şurda bi olay var" falan diye....sonra komutan görmüş bizim titreyen yasini ve pankartı ve pek keyiflenmiş....sonra başladı "iyiki dogduunnn" lar...hahahahaha...boku donmuştu yasinin

- çok küçükken kızlarla erkeklerin ayrı türler olduğunu şok edici bi tecrübeyle öğrenmiştim...annanemlerde takılıyodum...tuvalete bi girdim küçük kuzen (kız) oturmuş işiyo....dehşet içinde olaya baktım falan....ağlamaya başladım...."anneee kuzen oturarak işiyoooo...pipisi yoook" falan diye....şok geçirmiştim resmen...ho hoh hoh diye annemler falan kopmuştu....kendime gelemedim 2 gün

- 98 mi 99 yazıydı.....hasanla bodrumda takılıyoruz....2 "damızlık" herif olarak bodrum barlarının "damsızlık" bariyerini aşmaya çalışıyoruz....aksan maksan ayağıyla "hey maan we're from canada" falan diye iğrenç barlara turist taklidi yaparak giriyoruz...benim aksanım eyvallah var biraz...teyzemlerde abd'de kaldım 1 sene küçükken ordan kaptık bişeler...hasan'da yok o sessiz takılıyo benle giriyo...bi karambolde 2 alman kızla tanışıldı falan....onlarda kanadalı zannediyo bizi...bizde bozmadık olayı devam ettirdik...ben vıdı vıdı konuşuyorum....aksanı çakıcaklar diye hasan konuşmuyo....kızlar kıllandı bu niye konuşmuyo falan diye....şöyle adi bi olaya girdik..."aa şey biz kanada'nın quebec bölgesindeniz...jean (uyduruyorum şimdi ismi...hasan'a ne isim uydurduk hatırlamıyorum) esas fransızca konuşur....o yüzden" diye iğrenç bişe uydurduk....kızlar iyice coştu..."oooo gerçektenmi...bizde 3 kur fransızca dersi aldık okulda...pratik yapmış oluruz" falan diye...offf iyice sıçtık falan....kızlar bişeler soruyo hasan'a fransızca...bu da mamalıyo lisede öğrendiği fransızcasıyla....ben yine devreye girdim..."aaa ama biz iddiaya girdik jean'la...jean'ın ingilizcesini geliştirmek istiyoruz...o yüzden fransızca konuşması yasak bu gece....ingilizce konuşalım" falan diye...offf yazarken bile utanıyorum....sonra bizim quebec'li hasan kızlarla bütün gece sahte bi şekilde fransız aksanıyla ingilizce konuştu....AAHAHAHHAHAHAH



Thursday, March 02, 2006

Kısa Saçmalıklar No:5

memocum saol commentlerle desteklemişsin. o zaman senle ilgili bi anıyla başliyim.

- bu memo benim master dan kanki...bi sene business communications diye geyik bi ders alıyoruz....pis pis şeyler öğretiyolardı...yok milleti kırmadan nası kovarsın...bi anda 150 kişiyi kovucan ama olay çıkartmadan...bunun yazısı nası olur falan filan....bide paso sunum yapman lazımdı falan....bi derste hoca şey dedi..."konuşurken ağzınız gırtlağınız kuruyod,sa size bi taktik veriyim...arka dişinizin arasına bi parça kağıt sıkıştırın..bu sayede paso tükürük salgılarsınız ağzınız kurumaz...bu kıyağımı unutmayın" falan filan....bizim memoda stress olur sunumlarda...her sunum günü gelir elinde pasiflorasıyla....3-4 shot çekip mayışık mayışık yapar sunumlarını....bu olayı ben birebir göremedim derse mi ne girmemiştim ama arkadaş anlattı...kaçırdık yani.....memo bu derste çekmiş pasiflorayı sunuyoda sunuyo falan....böyle milletin dikkatini çekmiş bi garip ağız hareketleri falan...geviş getirmeye başlamış sunumu yaparken....bi gerilmiş heycanlanmış tabi işler garip gidiyo diye....hocada bi kıllanmış...sonra bi anda hocaya dogru..."pütuffffff" diye ağzından kağıt tükürmüş....hahahahaha....nooluyo be falan diye sormuş hoca..."yaa koy dediniz işte fırladı ağzımdan" falan toparlama çabaları

- bi kere kuzen tayfasıyla palandöken'e kayağa gittik...gece eğlenceleri içki miçki....kuzen yiit delirdi "bu diskoda koko jambo dinlememiz lazım!!!" diye....dj kabini basıldı arandı bulundu falan şarkı zorla....koko jambo yu çaldırıp pistin ortasında timsah yürüyüşü yapmıştık 6-7 kişi......

- yalınla bi kankisi ortaokulda dersteki hocayı sinir etmek için hayali bi topla ders sırasında paslaşıyolarmış....olmayan bi top böyle birbirlerine atıyolar...yok biri iki sektirip pas yolluyo öbürü kafada sektirip geri atıyo...ama top yok ortada hayali herşey....bikaç ders böyle gitmiş....hoca buhranlar geçiriyo.....en sonunda hoca bunların arasına girmiş....yalın tam pas atıyomuş...pas atılan hayali topu hoca tutup pencereyi açıp pencereden aşağı atmış...HAHAHAHAHAH

- bi kere selimle bodruma gidiyoruz otobüsle....dombi selim hiç memnun diil varan afyon tesislerinde duracağımızdan....doğuştan ikbalci herif....durduk falan tesislerde....herif şöyle bi teklif getirmişti..."abi hemen bi taksiye atlayalım bi ikbal yapıp sucuğumuzu yiyip geri dönelim varan tesislerine"....sonra güldü falan ama ben ok versem direk giderdi herif...

- bi kere bodrumda hasan'la gece sonu otele dönüyoruz...hasan minibüsü coşturdu falan..."everybody in the gümbet bus lemme hear yo say hooo!!!"...falan diyo herkes "hooo" diye bağırıyo...inanılmaz bi ambians var....sonra bu herifin tripleri güzel bi kızın çok hoşuna gitti falan...kızın elinde bi gül vardı....hasan'a uzattı....hasan gülü almadan kızın yüzüne bakarak bi hamlede gülü yedi...e kızda korktu haliyle...HAHAHAHAHHA

- ouvvv korkunç bi hikaye geldi aklıma....ben selim, ali donat, çağhan 2-3 kişi daha tatile gittik bi haftalığına antalya'daki bi tatil köyüne...all inclusive...biz onu "all israf" a çevirmiştik...şaşallarla falan duş alıyoruz...sabah 9 da kahvaltıda "davay davay" diye votkalar içiliyo....koskoca otelin aktiviteleri yetmedi..."abi ata binelim ata" diye bi fikir çıktı...bi çiftlik varmış taksilerle kasıldı gidildi...benle selim sıcak bakmıyoduk falan olaya ama ayak uydurduk....bazılar binmiş eskiden falan....neyse gittik....içeri bi girdik....direklere tasmalı iki doberman hırlıyo...sonra gardan 2 tane hayvan gibi kadın çıktı....biri uzun botlar deri pantalon falan..."siz hosgeldiiiniiiiiz" falan diye karşıladı bizi....alman bi kadın...yıllardır türkiyedeyniş...türkçe konusuyo ama aksanı düşünün çok komik....iki kadın beraber yaşıyomuş...bi vahşilerdi falan...%95 lezbiyen...neyse benle selim dışında herkes bindi atlara gittiler uzaklara...kadın bize öğreticek binicez falan...ezik ezik bakıyoruz....sonra bi baktık atletli donlu çükünü karıştırarak terlikleriyle bi herif daha geldi..."ben karşı komşuyum bunlar ata biniyo bende izliyom ehe eheee" falan diye bişeler söyledi....neyse kadın bi at çıkardı yanına gitti...alman aksanıyla anlatıyo bişeler bize "bu olay çok basiiiit çocuklaaaar" falan diye...ata binilen yerin kapısı açık kaldı...uzaktan izliyoruz....kadın "çocuuuklar bu olay çok kooolaaay" falan bişe derken bindiği at şaha kalktı....kadın uçtu falan....köpekler arkada havlamaya başladı....panik olduk etrafa bakıyoruz....kadın şöyle haykırmaya başladı..."kapıları kaapaaa kapılarıı kaapaaaa bu sadece bi şaaakaaaa çocuuuklaaaar!!!!"....10 kere falan böyle bağırdı..."kapıları kaaapaaa kapıları kaapaaaa" diye hala çınlar kulağımda....at delirdi iyice falan rodeodaki azgın beygirler gibi coşuyo...denyo herif "he hee eheee" diye gülüyo yanımızda....selimle panik olup birbirimize bakıp kaçmıştık..ne işimiz var atla falan hemen barımıza oturduk...."bu sadece bi şaaakaaaaa"..

- can yılmaz sessiz sinema oyunu konseptini küçükken yanlış bilirmiş.....biri anlatır biri tahmin eder ya....bu anlatırken milletin tahmin etmek için söylediği filmleri anlatmaya başlarmış bi anda...adamlar ne derse onu anlatyo...oyun sonsuza kadar sürüyo....HAHAHAHAHA.....